31 Ağustos 2012 Cuma

vurgunmetre

Kimse yakınımda değil hiç kimse. Sesimi duyurabildiğim her yerde kimsecikler yok. Issızlaştı tenhalaştı çevrem, yüreğim...
Elimi uzattığımda ulaşabileceğim insanlar yok artık. Elimi uzattığımda ulaşabileceğim tek şey yalnızlığım. Kimse yanındayım demesin dese de gerçeği değiştiremez. Yediği vurgunlardan bunalmış, sonrasındaki acıya hapsolmuş bir ruhun yanında kimse olamaz olmakta istemez. Kendimi yeni sayfalara atana kadar yeni insanlar ve yeni duygular bulamaz beni karanlığımda. Kimse zorlamasın..

14 Haziran 2012 Perşembe

18 Mayıs 2012 Cuma

8 Mayıs 2012 Salı

Umursanmayanlardan mısınız?

Yalnız değilsiniz. İnsanlar için elinizden gelen her şeyi yaparsınız ama kimsenin umurunda olmaz hatta daha çok üzülürsünüz. Günümüzde insanların çoğunun bencil ve çıkarcı oluşu bundan kaynaklanmakta. Çabucak unutlur kendinizden ödün vererek yaptığınız fedakarlıklar bir çırpıda silinir ve kötü olan yine siz olursunuz. Bu gerek okul hayatınızda gerek iş hayatınızda gerekse aşk hayatında böyledir. Kimse geriye dönüp bakmaz olayların ardından ben nerede hata yapıyorum? Neyden kaynaklanıyor? diye sormaz kendisine karşısındaki suçlayıp aşağılamak daha kolay gelir. Ve daha bir sürü şey tabi ki.
Ama sonuç olarak Kadın unutmaz; alışır demişler. Aynen öyle ALIŞIRIZ...

29 Nisan 2012 Pazar

Nedir sadakat?

Günümüzde insanların çoğunda görülemeyecek derecede az olan bu duygunun kelime anlamını açıklayalım önce. Sadakat: bir kişinin başka bir kişiye, bir ortaklığa veya herhangi bir şeye karşı güvenilirliğini ifade eden bir erdemdir.. Benim için bir insanda bulunması gereken en büyük unsurlardan biridir. Güvensizliğin olduğu yerde başka duyguların temeli atılamayacağından dolayı çok önem veririm. Kalbinde bu güzel duyguyu taşıyan insandan ve Allah'tan korkusu olan bireyden korkulmaz. En basitinden bir ilişkide belirli bir noktaya gelindiğinde neden yüzük takılır? Cevabı basit ben gönülden bir duyguyla bağlandım, hem kendime hem sana güvendim der insan. Acaba'lar olmaz içinde. Tabi hakkını vermek gerek.. Gözünü kapattığında içinde hiçbir şekilde huzursuzluk kalmadan devam edebilmektir. Hiçbir şeyden kuşku duymadan, karşındakine kendini gözleriyle anlatabilmektir. Çoğu insana komik gelse de veya umurunda olmadığını söylese de  gizliden gizliye bu erdemi arar karşısındaki insanda. Kim böyle bir bağlılığa,güvene dahil olmak istemez ki? 
Allah hepimizi 'sadakat'inden şüphe duymayacağımız insanlarla karşılaştırsın..

21 Nisan 2012 Cumartesi

mükemmel..


Nereden başlamak gerek?

Birçok düşüncenin etkisi altındayız yaşantımızda hatta bazen kendi özgür kararlarımızı veremeyecek kadar etki altında. Anlam veremediğim bir monotonluğun içinde kendi çizgimizi çizme çabasındayız. Aslında bakıldığında ne bir çizgi var ortada ne de elde edebilmek için koyabildiğimiz hedeflerimiz.
Hayat bizi sürüklüyor ister istemez kimi zaman yeni umutlara kimi zaman ise büyük umutsuzluklara.. Şuan ki duygularım itiyor beni bu satırlara, yaşadıklarım cidden ağır mı yoksa ben mi çok hafif kalıyorum acaba yaşanılanlara. 
İçimden söküp atamadığım biri var geride bırakılmaya alışsam da unutmayı nasıl becerebilirim onu düşünmekteyim. "Nereden başlamalıyım?" sorusunun cevabını arıyorum yana yakıla.. Ne yapsam içimdeki kırgınlık geçer de yine aynı yerden bakıveririm hayata diyorum. Yaşattığı kötü olan her şeyi nasıl geride bırakabilirim, Başarabilir miyim? sorusunun cevabını arıyorum ...
~

17 Nisan 2012 Salı

Merhaba..

İnsanların ne kadar çabuk unutup geriye bakmadan gittiğini anlıyor insan bir zaman sonra.. Hatta bir yerden sonra alışkanlık haline geliyor yapılanlar ve yaşanılanlar.. Anlatamaya çalışılıpta anlatılamayanlar, beni kurtarın diye bağırılıp sesini duyuramayanlar.. İşte sessiz çığlıklar böyle böyle büyüyor içimizde...